5.6.13

19. Uluslararası Hayfa Karikatür Yarışması ve Sergisi 2013, İsrail

19. Uluslararası Hayfa Karikatür Yarışması ve Sergisi 2013, İsrail
Tüm yetişkin çizerler katılabilir.
Konu: Turizm, Dinlenme, Tatil, Zor (ekstrem) etkinlikler (spor). (Tourism, Recreation, Vacation and Leisure, Extreme Activities etc).
Dikkat: İnsan haklarına aykırı karikatür gönderilmemesi isteniyor.
Sayı: Her bölümde (geleneksel posta yoluyla gönderilecek) en çok 5 eser.
Karikatürler orijinal veya dijital kopya olmalı (yüksek çözünürlükte dosya – 300 dpi gereklidir).
Boyut: A4 (21 x 29.7 cm).
Teknik: Serbest.
Her eserin arka yüzüne ad ve adres yazılmalı.
Sergileme sonrası sanatçı talep ederse karikatürler geri yollanır.
Katılan eserler etkinlik tanıtımı için yayınlarda kullanılabilir, İsrail’de ve başka ülkelerde sergilenebilir.
Ödüller: 500, 300, 200 $. Ayrıca özel ödüller ve mansiyonlar.
Serbest konuda yollanan eserler için ayrı bir değerlendirme yapılır.
Seçilenlere albüm.
Ek bilgi: Hayfa Belediyesi Pazarlama Koordinatörü Ms. Ronit Eshet
(Facebook'ta Ms Eshet, PDF veya JPG dosyası, 300 dpi, A4 boyutta eserlerin yollanabileceğini yazıyor)
E-mail: haifacartooncontest2012@gmail.com
WEB: http://www.haifa.muni.il/ ana sayfada "English" tıklanarak "International Cartoon Exhibition"a gidilecek.
Katılım formu (Entry form) üstte.
Son teslim: 27 Haziran 2013
Adres1: Haifa Municipality, P.O.B. 4811, Haifa, 31047, Israel
veya Adres2: "Pencom" - Association of Israeli Caricaturists, P.O.B. 45598. Haifa 31454, Israel.

4.6.13

Burak Ergin: Bir Yazı

A- Karikatür Yarışmaları Üzerine…
Karikatür yarışmaları katılanların kimliğinden bağımsız olarak eserlerin değerlendirilmesi mantığına dayanır. Hiç bir yarışma bir diğerini bağlamaz/bağlamamalıdır. Yani, değerlendirme yarışmaya katılan kişilerden ve o kişilerin özgeçmişlerinden, onların geçmiş başarılarından bağımsızdır. Sürekli aynı kişilere ödül verildiğinin, bunun ise haksızlık olduğunun iddia edilmesi ise isabetli bir yaklaşım değildir; çünkü aynı kişilere ödül verildiğini iddia etmek, biraz da farklı kişilere ödül verilmesi gerektiğini ima etmek demektir. Bu ise yarışmaların katılımcının kimliğine göre değerlendirilmesi gerektiğini söylemenin bir başka şeklidir. Kısacası eleştiri kendi içinde çelişir.
Karikatür sanatını sevdirmenin, yeni çizerleri motive etmenin yolu farklı kişileri ödüllendirmek veya aynı kişilere ödül vermekten kaçınmak değildir. Bu durum, yarışma ruhuna aykırıdır.
*
Sonuç olarak; kimin ödül aldığı değil, hangi eserin ödül aldığı önemlidir: Kimlikler üzerinden tartışmak veya eleştirmek hatalıdır. Aynı kişilerin ödül aldığını iddia etmek de, yeni kişilerin ödüllendirilmesi gerektiğini söylemek de hatalıdır. Tekrarlayacak olursak; yarışmalarda değerlendirilen kimlikler değil eserlerdir.
Çözüm önermeksizin eleştirmek, yapıcılıktan uzak bir tutumdur. Çözümsüz bırakılan her eleştiri, “hayat kötüdür” önermesi gibi ucu açık, anlamsız bir önermedir.
B- Bir Kez Daha Benzerlik Üzerine…
Sanat yaratıcılığa dayanır. Yaratıcılık beynin sekonder korteks bölgelerinde, farklı işlevlerden sorumlu beyin bölgelerinin kesişim alanlarında gerçekleşir. Serbest çağrışım ile benzerlik taşır. Yapılan araştırmalarda, yaratıcılığın doğuştan gelen bir yetenek olduğu; ancak aynı zamanda stres durumu azaldıkça bu yeteneğin ortaya çıkmasının daha mümkün hale geldiği, farklı fikirlere ulaşma bakımından sanatçıyı (veya bilim adamını) daha bağımsız kıldığı gösterilmiştir. Öyleyse yaratıcılık için daha az kaygı gerekir. Endişelenerek de üretilir ancak üretilenin çeşitliliği anlamında yaratıcılıktan mahrum kalınır.
*
Sanatçıları özgün fikirler üretmesi için zorlamak, benzerlikleri yakalar yakalamaz eleştirmek yaratıcılığı kaygıya kurban etmek demektir. Zor kullanarak, korkutarak özgün eser verilmesi sağlanamaz. Özgünlük özgürlüğün sonucudur. Derneklerin görevi sanatsal üretkenlik için gerekli özgür ortamı sağlamak ve korumaktır. Hiçbir varlık taklit etmeden gelişemez. Hiçbir kültür, hiçbir tarih, hiçbir bilimsel veya sanatsal buluş kendinden önceki bilgi birikiminden bağımsız yeni ve özgün eser ortaya koyamaz. Benzemeye çalışmak, gelişmenin ön koşuludur. Karikatür sanatı da böyledir. Derneklerin görevi, kendini geliştirmek için kendinden önceki eserleri örnek alan, kendinden öncekilere imrenen yeni kuşağı da desteklemektir. Yeni sanatçılar yetiştirmek gerektiğini, diğer yandan da benzerlikten kaçınılması gerektiğini söyleyen kişiler, kendi içlerinde çelişkiye düşmüş olurlar. Çünkü benzerlik olmadan gelişme de olamaz.
*
Benzerliği ortadan kaldırma çabası, yeni isimler, yeni yüzler kazandırma çabasına tezat oluşturur. Benzerliğin eleştirilmesi, karikatürün ilerlemesine değil gerilemesine sebep olur. Yapılan aslen budur. İlerleme yasaklayarak, cezalandırarak değil, yetenekli, gelecek vaat eden kişileri destekleyerek mümkün olur. Dahası imgeler alanında bombardımana tutulduğumuz bu teknoloji çağında daha önceki eserleri, üretilenlerin hepsini takip etmek neredeyse imkansızdır. Dolayısıyla, kimseden o güne kadar yapılmış tüm eserleri bilip aklında tutması beklenemez. Kimse tüm eserleri aklında tutamayacağı gibi, kimseden bir yarışmada benzer şeyleri düşünmemesi de beklenemez. Aynı yarışmada benzer düşünceler ortaya çıkabilir ve benzer düşüncelerin ödüllendirilmesi de mümkündür. Çünkü başından beri savunduğum gibi işin içine çizginin de dahil olması nedeniyle taklit düzeyinde; tıpatıp benzerlikten bahsedilemez. Her çizgi, her teknik benzersizdir. Karikatür sanatı, yani sanatsal karikatür sanatı sadece buluşa değil, aynı zamanda çizgiye de dayanır çünkü. Buluş ve çizgi bağlamında tıpatıp aynısı, yani taklidi yapılmadıkça; eleştirilmeye değer bir durum da söz konusu olamaz.
*
Kısacası benzerlikten değil, sadece taklitten bahsedebiliriz. Çöpten adamla bir konunun işlenmesiyle, usta bir çizginin aynı konuyu işlemesi bir midir? Karikatür nedir ve sınırları nedir? Nereden başlar, nerede biter? Bunlara cevap vermeden, her şeyi birbirine eş koşarak, kendini alanında en yetkin kişi sayarak olumsuz duygulara sarılmak ne derece doğrudur?
Burak Ergin burakergin2006@yahoo.com.tr 02 Haziran 2013.

Özkan Olcay: Karikatürcüler Derneği ve Askerleri

Sanatçı el öpmez, sanatçının eli öpülür.. (M. Kemal ATATÜRK)
Birgün bir sanatçı topluluğu Atatürk'ün elini öpmek ister, Atatürk ise buna karşı çıkar ve sanatçı el öpmez der, ardından biraz durakladıktan sonra "Sanatçı el öpmez, sanatçının eli öpülür" der ve elini öptürmez..
Bu örneği Atatürk'ü çok sevdiğini söyliyen bazı çizerler için veriyorum, çünki tam tersini yapmaktalar..
* Bugün sizler yaşça çok ilerlemiş, çizgice Angel Boliganlarla yarışıyor olabilirsiniz, fakat bence sanatçı olamazsınız; çünki sanatçı el ayak öpmez.
* Bugün siz adalet terazileri çizip her fırsatta adaletten bahsediyor olabilirsiniz, fakat yapılan adaletsizliklere göz yumuyorsanız, bence sanatçı sayılmazsınız; çünki sanatçı adaletsizlik ve menfaat, çıkar gözetmez..
* Bugün sizin tablolarınız milyarlarca dolara satılıyor olabilir, Büyük üstad ve Bu camianın arslanı, hocası olarak biliniyor olabilirsiniz, fakat Çakalların ormanı parselleyip bitirmesine göz yumup seyirci kalıyorsanız bence siz de Sanatçı değilsiniz: sadece iyi bir tüccarsınız..
* Bugün sizler çiziyor olabilirsiniz, fakat bunca eleştirilere, haksızlıklara rağmen susuyor, tepkinizi göstermiyorsanız, bence gözünüz kör, kulağınız sağırdır. Çünki sanatçı cesur yürekli ve haksızlıklar karşısında mücadele edendir.
KARİKATÜRCÜLER DERNEĞİNE GELİNCE...
Ne bekliyorsunuz? Derneğe diyecek hiç bir şeyim yok tabii ki, niye mi?
Çünkü onları oluşturan sizlersiniz, sizler böyle istediniz, onlar da size bunu hazırladı ve sadece size özel öpülecek ellerini uzattı, sizler de öptünüz, yaladınız, yuttunuz.. Tabii tüm üyeler buna dahil değil, dahil olanlar, onlar zaten kendilerini biliyor.. Bu yüzdendir ki benim için sizler sadece bir derneksiniz, sanatçı veya bir karikatürcü değilsiniz, bu değerleri kesinlikle temsil edemezsiniz.
Sanatçı Toplumun gören gözü, işiten kulağıdır, siz dernek biatçileri ise bırakın toplumu, kendilerini ilgilendiren konuları dahi umursamaz olmuş, fakat nerede bir güzellik var ise ona muhalefet eder olmuş, size ne hükümetin toplum yararına çalışmalarından, siz önce kendinizi düzeltin. Gerçi niye düzeltesiniz ki? O zaman rakı masalarında nasıl cebinizi dolduracak, nasıl şişen göbeklerden gömlek düğmelerinizi ilikleyemeyecek hale geleceksiniz? Nasıl al gülüm ver gülüm diyeceksiniz? Gerçi bunlar da birşey mi bayrak üzerinden ticaret yapanlar için?
Bizim en büyük ödülümüz morfinlenmemiş bir beynimiz, satılmamış bir kalemimiz, en önemlisi hayatımızı sürdürebildiğimiz bir onurumuz vardır.. Çünki sanatçı yalakalık olsun diye el ayak öpmez.
Karikatür adına daha kaliteli ve evrensel birşeyler yazmak isterdim fakat sizin TÜRKİYEDE KARİKATÜRÜ AYAKLAR ALTINA DÜŞÜRDÜĞÜNÜZ BU Ortam bunu gerektirdi maalesef..
BİTMEDİ
Bir zamanlar benim de içinde bulunduğum Erdoğan beyin başı çektiği donkişot grubuna gelince;
Bizlere derneğin yapmış olduğu haksızlıklardan bahsettiniz, gel dediniz, geldik. Toplanalım dediniz, toplandık; biz ve samimi çizer arkadaşlar sizin sonuna kadar arkanızda durduk; fakat bence siz samimi değildiniz bunu bugün anladım:
Bir mücadeledir, bugünlerde çizer arkadaşlarım yine derneğin yapmış olduğu haksızlıklara karşı tek başlarına bireysel olarak mücadele ediyorken maalesef bize öncülük etmesi gereken Erdoğan bey bir yorumunda aynen şöyle yazmış: "Bırakın Dernekle uğraşmayı, jürilerle uğraşmayı.. Türkiye'de neler oluyor ona bakın, onları çizin" demiş. Sorarım size: biz kendimizi ilgilendiren asıl haksızlıklara karşı birşey yapamıyorsak TÜRKİYE İÇİN NE YAPABİLİRİZ Kİ? Kaldı ki sizin normalde öncülük etmeniz gerekiyor olması lazımken "bu mücadeleyi bırakın" demiş olmanız, sizin de bu Derneğin, bu oluşumun bir parçası olduğunuzu düşünmemi sağlamaktadır.
Gerçek sanatçı asla pes etmez.
Tek Tememnnim tüm çizer arkadaşlarımın "ben de yazsam ne olur ki" demeden bu haksızlıklara karşı iki üç cümle de olsa katkıda bulunmalarıdır. Bizler hayal kırıklıkları yaşamış olabiliriz; fakat bu işlerin düzelmiyeceği ve ADALETİN GELMİYECEĞİ ANLAMINA GELMEZ.. Yeter ki pes etmiyelim ve unutmayalım ki Karanlığın en yoğun olduğu an sabaha en yakın olan andır.
SAYGILARIMLA.
Özkan Olcay ozkanolcay@hotmail.com 01 Haziran 2013.

2.6.13

5. P.C. Rath anısına Uluslararası E-Karikatür Yarışması 2013 – Bolangir, Hindistan

5. P.C. Rath anısına Uluslararası E-Karikatür Yarışması 2013 – Bolangir, Hindistan
Tüm çizerlere açık olan yarışmada bu yıl konu: Çiftçinin derdi, tasası, acısı, ıstırabı (FARMER’S AGONY)
Teknik: Serbest (Siyah-beyaz veya renkli; Dijital).
Sayı: En çok 1 eser.
Eser daha önce yayınlanmamış, bir yarışmada ödül kazanmamış olmalıdır.
Katılım internet yoluyla yapılacaktır.
E-mail ekli dosyası ile yollanacak eserin 100 dpi çözünürlükte ve A4 (21 cm x 30 cm) ölçülerinde olması gereklidir (JPG format ve en fazla 1 MB).
Eserle birlikte, Microsoft Word dosyası olarak doldurulmuş ve imzalanmış katılım formu yine dosya olarak eklenmelidir (Bu şartnamenin sonuna bkz).
Gönderme adresi: pcrcon5@yahoo.com (Mesaj gövdesine BÜYÜK HARFLERLE tam adınız ve posta adresiniz yazılmalıdır).
Yarışma komitesi, sergiye seçilen, diploma kazanan eserlerin orijinalini/dijital baskısını isteyebilir.
Katılan karikatürler tanıtım ve yayın için kullanılabilir.
Ödüller: Birincilik, İkincilik, Üçüncülük, 2 Özel Ödül, 2 Onur Mansiyonu.
Çalıntı / İntihal tespiti halinde, eser yarışmadan çıkarılır, ödül ve diploması iptal edilir.
Kazananlara Diploma ve Seçilenler CD’si verilecektir (Etkinlik bitiminden sonra yollanacaktır).
Son katılma: 05 Haziran 2013
Kazananlar ve seçilenler Haziran ayının son haftasında yarışma sitesinde yayınlanacaktır.
Sergi, Temmuz ayından itibaren çeşitli mekanlarda açılacaktır.
WEB: http://www.aswiniabani.com/ .

5th P.C.RATH MEMORIAL INTERNATIONAL WEB CARTOON CONTEST-2013
ENTRY FORM (Must be sent in .doc format)

PHOTO

 NAME :

 ADDRESS:

 EMAIL:

WEBSITE:

TELEPHONE:

CV(SHORT):

My entry is original and unpublished. I accept all the terms and conditions of the contest.

 SIGNATURE

31.5.13

Menekşe Çam: Türkiye'de Bağımsız Karikatürcü Olmak

Hazır ayaklanma başlamışken benim de söylemek istediğim birkaç şey var.
Ne yazık ki Türk karikatürünün günümüzde içine düşürüldüğü durum sanatçıları sanatından soğutacak noktaya geldi. Hele hele kimseye eyvallahınız yoksa, yalakalık, sırnaşıklık, ikiyüzlülük karakterinize aykırı ise, sadece doğru olanı destekliyor, tek başınıza, bağımsız olarak sanatınızı icra ediyor ve tek başınıza mücadele ediyorsanız, Türkiye'de düzenlenen yarışmalarda tanık olduğunuz haksızlıklar, kayırmalar, ayyuka çıkan kişisel rantlar, al gülüm-ver gülüm ödülleri, jürilere sağdan soldan müdahaleler, sadece hayal kırıklıklarınızı besliyorsa, ulusal yarışmalarda albüme bile alınmayan çalışmalarınız, uluslararası alanda ödüller getiriyorsa, kendi ülkenizde emeklerinizi görüp te görmezden gelen, yüzlerini duvarlara dönen ustalara inat, dünyanın öbür ucundan fark edilmek, takdir edilmek artık sizi sadece uluslararası yarışmalara yönelmeye zorluyorsa... Hele hele bu işe yeni başlamış gencecik kalemlerseniz, hem eğitiminizi sürdürüp hem de karikatür alanında aktif olmak için kendinizi paralıyorsanız, hiç şansınız olmadığını bile bile saatler harcayıp çizimler yapmış, yarışmalara göndermişseniz, her seferinde bir daha katılmamaya karar veriyorsanız, Türkiye'de Türk karikatürcü olmak size hiçbir şey katmadığı gibi, sizden alıp götürdükleri her geçen gün artıyorsa, kurulan haksız düzen utanç verici olmaya başladıysa...
İşte tam bu noktada; Türk Karikatür sanatının duayenleri, köşe başlarında duranları, koltuklarda oturanları, oturup ta bir düşünseler, ama gerçekten şapkayı önlerine koyup düşünseler, "Türk Karikatürünü geliştirmek ve yaymak, yeni sanatçılar keşfetmek, gerçek başarıları desteklemek, emeğe saygı göstermek, sanatçı istismarını önlemek, karikatürü sevdirmek mi niyetleri, yoksa bu işe gönül ve ömür verenleri soğutup kaçırmak, gençleri küstürmek ve "Türk Karikatürcüler" olarak türünün son örnekleri olmak mı? Kararlarını bağımsız karikatürcülere de bildirirlerse kimse zahmet etmezdi. Amaçlarına ulaşır, tartışmalar da biterdi.
Şunu unutmamak gerek, dünya karikatürü günbegün gelişmeye devam ederken, Türk Karikatür Sanatının içine düşürüldüğü karanlık dönem bırakın gelişmeyi, ters yönde hızla ilerlerken, tarihi boyunca böylesine kayırmacılığın, adaletsizliğin, ötekileştirmenin, kişisel kavgaların, görevi kötüye kullanışın örneklerine sahne olmuş mudur? İş ahlakı denen kavramın içi böylesine boşaltılmış mıdır? Tarih kaydediyor, tarih unutmayacak ve TARİH AFFETMEYECEK!!!
Menekşe ÇAM
Kaynak: meneksecam.blogspot.com.

Nizamettin Mollasalihoğlu: ATGÖZLÜKLÜ JÜRİLER!

Jürilerin atgözlüklü bakış açılarından dolayı yaklaşık 20 yıldır karikatür yarışmalarına iştirak etmemekteyim.
Geçen gün Nasrettin Hoca Karikatür yarışmasında jüri üyesi olan bir arkadaş, yarışmaya iştirak etmem için bana e-posta gönderdi…
Katılıp katılmama konusunda karar vermeye çalışırken bugün paylaşım sitelerine düşen iki yazı, düşüncemi netleştirdi ve 20 yıl önce vermiş olduğum kararda ne kadar haklı olduğumu bana gösterdi…
***
Birincisi, Karikatürist Murat Gök’ün bu gün sitelerinde yer alan yazısında; Karikatür yarışmalarında jürilerin açık seçik taraf tuttuğunu, adil davranmadığını ve bu yüzden yarışmalara katılımın azaldığını beyan edişi…
“Bize biat etmeyenlere ödül verecek kadar enayi değiliz” tez ve düşüncesini fark eden sanatçılar, “o zaman biz de emeğimizi asansör olarak kullandırmayız” tezini geliştirdi demek ki!
Bu yüzden yarışmalara iştirak azalınca, jüri üyeleri çıkışı; sanatçılara “katılma ricasında bulunma”da buldular…
***
İkincisi ise, bana yarışmaya katılım mesajı çeken arkadaşın, Muğla Belediyesinin düzenlediği karikatür yarışmasında da jüri üyesi olması ve o yarışmada jürinin yaptığı adaletsizlik!
***
Yarışmada benzer üç karikatür ödüllendirilirken, diğer iki benzer karikatürden biri ödüllendirilirken öteki "ötekileştirilerek" ödüllendirilmedi!
Bu karikatürist arkadaşları imzaları ve karikatürlerinden tanıyoruz; Ama jüri haklarında o kadar derin bilgiye sahip ki, eserleri değil de başka şeyleri değerlendirdikleri apaçık ortada!
***
Yönetimlerce kamu yararı için yapılan bu tür faaliyetleri, maalesef sanatçılar kendi elleriyle katletmektedirler…
Adaletsizliklerin farkına varan yönetimler, bu tür faaliyetleri programlarından kaldırınca da; Bizim atgözlüklü sanatçılarımız, salya sümük ağlar dururlar!
Bu gidişle de çook ağlarlar!
***
http://www.mugla.bel.tr/duyuru/2053-mugla-belediyesi-ulusal-karikatuer-yar-smas-sonucland
https://www.facebook.com/photo.php?fbid=10151514524693371&set=a.150020998370.117359.748873370&type=1&theater
http://kozyurt.blogspot.com/2013/05/hicabi-demirci-turk-karikaturunde-juri.html
http://muratgook.blogspot.com/2013/05/karikatur-yarismalari.html
Nizamettin Mollasalihoğlu
Kaynak: karadenizmizah.blogspot.com.

Hicabi Demirci: Jürinin Muğlak Seçimi

Tartışma konusu ödüllü karikatürler için bkz:

30.5.13

Hicabi Demirci: Türk karikatüründe jüri üyeleri ve sanat disiplini

TÜRK KARİKATÜNDE JÜRİ ÜYELERİ VE SANAT DİSİPLİNİ
İzmir mizahi nesne yarışmasında açıkça yazılmasına rağmen, sonuçları olduğu gibi kabul eden jüri üyelerini buradan protesto ediyorum (http://karikaturhaber.blogspot.com/2013/05/mizahi-obje-yarsma-sonuclar-ve.html).
Karikatürcülerin en birincil amacı yaptıkları işin kamuoyunda ciddi bir sanat disiplini olduğunu hissettirmeleridir. Kendilerininin inanmadığı bir şeye başkalarını inandırmak ve kabul ettirmek çok zordur. Kamu vicdanını yaralayan sonuçlara imza atanları ve bu kararda ısrar edenleri şiddetle protesto ediyorum.
Aşağıdaki maddeyi tek tek okuyun lütfen. Sonuçların değişmemesinin kime cesaret verdiğine siz karar verin. Hiç kuşkusuz bütün bunlar son derece tesadüfi bir şekilde biraraya gelmiş olabilir. Üretenler bile bu duruma şaşırmış olabilir. Ama bu durum bu yazının konusu değil. Hepsinin işini dürüstçe yaptığı noktasından hareket ettiğimi bilmenizi isterim.
3-KATILIM ŞARTLARI :
3.2-Yarışmaya katılan nesne, mutlaka yeni bir buluş olmalıdır. Seçici Kurul, taklit, çalıntı, aşırı esinlenme olduğu kanısına vardığı nesneleri yarışmadan çıkaracaktır. Ödül aldığı halde bu kusurları taşıdığı sonradan saptanan her bir nesnenin müellifi, ortaya çıkabilecek telif hakkı sorunlarının tek muhatabı olacaktır ve aldığı ödülü geri vermeyi peşinen kabul eder.
*
Diğer bir yarışma ise sonuçları yeni açıklanan ve KÖR gözüne mantığıyla bitirilmiş bir yarışma. Birbirinin aynısı 3 karikatüre neden ödül verilir? 10 çalışma da aynı olsa yine de ödül mü vereceksiniz? Bu zihniyet mi Türk karikatürünü yüceltecek? Jüri uygun bir eser bulamadıysa kamuoyuna bunu açıklayabilir.
Aynı jüri üyelerinden aynı kişilerin ödül alması ise herkesin gördüğü bir gerçektir artık. Çizerlerin çizdikleri karikatürlerindeki ADALETE ihtiyaç duymaları son derece hazin bir durumdur. Yüzümüzün artık kızarmadığı bir noktaya geldiysek söylenecek söz de yoktur.
Uluslararası yarışmalarımızda bile hiçbir uluslararası başarısı olmayan üretme kabızı Kişi(leri) jüri olarak görüyoruz. Üretme kabızı olan bu zatı muhteremlerin kaş göz oynatarak sonuçları değiştirdiğini artık herkes biliyor. Elenmiş karikatürleriniz bile ödül alabilir. Yeter ki sadece çizmeyin ayrıca yalayın. Sessiz kalarak bütün bunların meşrulaşmasını sağlayan ustalarımıza da bir çift lafım var. Bu şekilde mi gençlere örnek olunacak, Sanatın büyülü yolculuğu böyle mi olmalı?
Not: Bu yazı, üretme heyecanı yaşayan, Karikatüre gönül vermiş, işini düzgün yapan ama her seferinde Jürilerin ADALETSİZ ve TARAFLI tercihleriyle yıkıma uğramış ve demoralize olmuş GENÇLERin yalnız olmadıklarını hissetirmek için kaleme alınmıştır.
Hicabi Demirci hicabidemirci@gmail.com.

Murat Gök: "KARİKATÜR YARIŞMALARI"

Gerçi herkes işin farkında ama yine de yapalım eleştirimizi.. Sanatla, mizahla hiçbir ilişkisi olmayan, tamamen kendi içlerinde siyasi emirci, işlerine gelmeyenleri dışlayıcı, bitirici, ve kayırıcı bir dönemden geçiyoruz maalesef. Sessiz çoğunluğun sesi olarak; biatçiler konuşmasın, yoksa bir daha ödül alamazsınız…bitersiniz maazallah..
Daha önce de bu tür eleştiriler yapmıştım, bazı dernekçi arkadaşlar "sen bittin artık" gibi sözler söylemişti. Durum ne kadar vahim değil mi?!.. Sanatçı cesaretli ve onurlu olmalı; korkmaz, doğru olmalı, amma velakin görüntü ortada .. menfaat için kimse sesini çıkaramıyor, her zamanki gibi. Bakıyorsunuz 10 isim etrafında dönen yarışmalar.. Yazık.. Valla ..100 kişi de, 500 kişi de katılsa, ibre aynı, değişmiyor… Başka sanatçı mı yok?.. ESERİ HAKEDEN HİÇ Mİ OLMAZ?.. Bir de; ÇOĞU BENZER, daha önce çizilmiş bir konuyu evirip çevirip ısıtıp, ısıtıp sunuyor biat ettiklerinin önüne: zaten üretemiyor, üretmesine de gerek yok, garanti abi. BENZER OLMAYANSA DA ENTEL DANTEL İŞLER .. geride kalan sayılarca kaliteli işler ÇÖPE.. SORUYORUM BU KADAR KAYIRMACI OLMAK, kul hakkı, emeğe saygısızlık, hırsızlık değil midir?... NEDİR MESELE ANLATIN DA boşuna DİĞERLERİNİN EMEKLERİ HEBA OLMASIN .. ben bunların hepsini istifaya çağırıyorum!.. Bence bu kadar entrika ile başka alanlarda başarılı olurlar ancak.
Aslında bu şekil belediyeleri ve diğer kurumları kullanarak "Karikatür sanatı ile yörenizi tanıtalım efendim" sözleriyle işe başlarlar (giriş güzel), ama; Kurum yöneticileri bakıyor ki her geçen gün ilgi azalıyor, katılım sayısı düşüyor, bilmiyorlar ki dönen Ahbap-çavuş ilişkilerini.. al gülüm ver gülüm pazarlığını.. Onlar da gözünü açsın artık, bu tür Ayırımcılığa, haksızlığa izin vermesinler…YOKSA 20 ESER İÇİN TOPLANIRSINIZ..
Ayrıca karikatür yarışması düzenliyorsunuz, grafik, afiş ve resimlere ödül veriyorsunuz…bu da işin bir başka boyutu, karikatür ve mizah kısmı nerde kalıyor… Bir de bunlar, Adalet, hukuk, hak vs. adına; ne devlet, hükümet, ordu, kurum eleştirmekte geri kalmazlar. Ama en ufak bir yere geldiler mi çevirmedikleri entrika, kayırma, ne ararsan var.. hiç de geri kalmazlar.. DEMOKRASİ anlayışları bu olsa gerek.. “Nayır nolamaz” diyenler; KARİKATÜRCÜLER DERNEĞİ tarafından organize edilen yarışma sonuçlarına baksın lütfen…(devam etmemesi dileği ile) hoşça kalın.
Not: dileyen arkadaşlarımız yazıyı yayımlayabilir, paylaşabilir,çoğaltabilir, her alanda kullanabilir.
Murat GÖK - Karikatürist.
Kaynak: http://muratgook.blogspot.com/2013/05/karikatur-yarismalari.html