Karikatür yarışmaları katılanların kimliğinden bağımsız olarak eserlerin değerlendirilmesi mantığına dayanır. Hiç bir yarışma bir diğerini bağlamaz/bağlamamalıdır. Yani, değerlendirme yarışmaya katılan kişilerden ve o kişilerin özgeçmişlerinden, onların geçmiş başarılarından bağımsızdır. Sürekli aynı kişilere ödül verildiğinin, bunun ise haksızlık olduğunun iddia edilmesi ise isabetli bir yaklaşım değildir; çünkü aynı kişilere ödül verildiğini iddia etmek, biraz da farklı kişilere ödül verilmesi gerektiğini ima etmek demektir. Bu ise yarışmaların katılımcının kimliğine göre değerlendirilmesi gerektiğini söylemenin bir başka şeklidir. Kısacası eleştiri kendi içinde çelişir.
Karikatür sanatını sevdirmenin, yeni çizerleri motive etmenin yolu farklı kişileri ödüllendirmek veya aynı kişilere ödül vermekten kaçınmak değildir. Bu durum, yarışma ruhuna aykırıdır.
*
Sonuç olarak; kimin ödül aldığı değil, hangi eserin ödül aldığı önemlidir: Kimlikler üzerinden tartışmak veya eleştirmek hatalıdır. Aynı kişilerin ödül aldığını iddia etmek de, yeni kişilerin ödüllendirilmesi gerektiğini söylemek de hatalıdır. Tekrarlayacak olursak; yarışmalarda değerlendirilen kimlikler değil eserlerdir.
Çözüm önermeksizin eleştirmek, yapıcılıktan uzak bir tutumdur. Çözümsüz bırakılan her eleştiri, “hayat kötüdür” önermesi gibi ucu açık, anlamsız bir önermedir.
B- Bir Kez Daha Benzerlik Üzerine…
Sanat yaratıcılığa dayanır. Yaratıcılık beynin sekonder korteks bölgelerinde, farklı işlevlerden sorumlu beyin bölgelerinin kesişim alanlarında gerçekleşir. Serbest çağrışım ile benzerlik taşır. Yapılan araştırmalarda, yaratıcılığın doğuştan gelen bir yetenek olduğu; ancak aynı zamanda stres durumu azaldıkça bu yeteneğin ortaya çıkmasının daha mümkün hale geldiği, farklı fikirlere ulaşma bakımından sanatçıyı (veya bilim adamını) daha bağımsız kıldığı gösterilmiştir. Öyleyse yaratıcılık için daha az kaygı gerekir. Endişelenerek de üretilir ancak üretilenin çeşitliliği anlamında yaratıcılıktan mahrum kalınır.
*
Sanatçıları özgün fikirler üretmesi için zorlamak, benzerlikleri yakalar yakalamaz eleştirmek yaratıcılığı kaygıya kurban etmek demektir. Zor kullanarak, korkutarak özgün eser verilmesi sağlanamaz. Özgünlük özgürlüğün sonucudur. Derneklerin görevi sanatsal üretkenlik için gerekli özgür ortamı sağlamak ve korumaktır. Hiçbir varlık taklit etmeden gelişemez. Hiçbir kültür, hiçbir tarih, hiçbir bilimsel veya sanatsal buluş kendinden önceki bilgi birikiminden bağımsız yeni ve özgün eser ortaya koyamaz. Benzemeye çalışmak, gelişmenin ön koşuludur. Karikatür sanatı da böyledir. Derneklerin görevi, kendini geliştirmek için kendinden önceki eserleri örnek alan, kendinden öncekilere imrenen yeni kuşağı da desteklemektir. Yeni sanatçılar yetiştirmek gerektiğini, diğer yandan da benzerlikten kaçınılması gerektiğini söyleyen kişiler, kendi içlerinde çelişkiye düşmüş olurlar. Çünkü benzerlik olmadan gelişme de olamaz.
*
Benzerliği ortadan kaldırma çabası, yeni isimler, yeni yüzler kazandırma çabasına tezat oluşturur. Benzerliğin eleştirilmesi, karikatürün ilerlemesine değil gerilemesine sebep olur. Yapılan aslen budur. İlerleme yasaklayarak, cezalandırarak değil, yetenekli, gelecek vaat eden kişileri destekleyerek mümkün olur. Dahası imgeler alanında bombardımana tutulduğumuz bu teknoloji çağında daha önceki eserleri, üretilenlerin hepsini takip etmek neredeyse imkansızdır. Dolayısıyla, kimseden o güne kadar yapılmış tüm eserleri bilip aklında tutması beklenemez. Kimse tüm eserleri aklında tutamayacağı gibi, kimseden bir yarışmada benzer şeyleri düşünmemesi de beklenemez. Aynı yarışmada benzer düşünceler ortaya çıkabilir ve benzer düşüncelerin ödüllendirilmesi de mümkündür. Çünkü başından beri savunduğum gibi işin içine çizginin de dahil olması nedeniyle taklit düzeyinde; tıpatıp benzerlikten bahsedilemez. Her çizgi, her teknik benzersizdir. Karikatür sanatı, yani sanatsal karikatür sanatı sadece buluşa değil, aynı zamanda çizgiye de dayanır çünkü. Buluş ve çizgi bağlamında tıpatıp aynısı, yani taklidi yapılmadıkça; eleştirilmeye değer bir durum da söz konusu olamaz.
*
Kısacası benzerlikten değil, sadece taklitten bahsedebiliriz. Çöpten adamla bir konunun işlenmesiyle, usta bir çizginin aynı konuyu işlemesi bir midir? Karikatür nedir ve sınırları nedir? Nereden başlar, nerede biter? Bunlara cevap vermeden, her şeyi birbirine eş koşarak, kendini alanında en yetkin kişi sayarak olumsuz duygulara sarılmak ne derece doğrudur?
Burak Ergin burakergin2006@yahoo.com.tr 02 Haziran 2013.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder