31.5.13

Menekşe Çam: Türkiye'de Bağımsız Karikatürcü Olmak

Hazır ayaklanma başlamışken benim de söylemek istediğim birkaç şey var.
Ne yazık ki Türk karikatürünün günümüzde içine düşürüldüğü durum sanatçıları sanatından soğutacak noktaya geldi. Hele hele kimseye eyvallahınız yoksa, yalakalık, sırnaşıklık, ikiyüzlülük karakterinize aykırı ise, sadece doğru olanı destekliyor, tek başınıza, bağımsız olarak sanatınızı icra ediyor ve tek başınıza mücadele ediyorsanız, Türkiye'de düzenlenen yarışmalarda tanık olduğunuz haksızlıklar, kayırmalar, ayyuka çıkan kişisel rantlar, al gülüm-ver gülüm ödülleri, jürilere sağdan soldan müdahaleler, sadece hayal kırıklıklarınızı besliyorsa, ulusal yarışmalarda albüme bile alınmayan çalışmalarınız, uluslararası alanda ödüller getiriyorsa, kendi ülkenizde emeklerinizi görüp te görmezden gelen, yüzlerini duvarlara dönen ustalara inat, dünyanın öbür ucundan fark edilmek, takdir edilmek artık sizi sadece uluslararası yarışmalara yönelmeye zorluyorsa... Hele hele bu işe yeni başlamış gencecik kalemlerseniz, hem eğitiminizi sürdürüp hem de karikatür alanında aktif olmak için kendinizi paralıyorsanız, hiç şansınız olmadığını bile bile saatler harcayıp çizimler yapmış, yarışmalara göndermişseniz, her seferinde bir daha katılmamaya karar veriyorsanız, Türkiye'de Türk karikatürcü olmak size hiçbir şey katmadığı gibi, sizden alıp götürdükleri her geçen gün artıyorsa, kurulan haksız düzen utanç verici olmaya başladıysa...
İşte tam bu noktada; Türk Karikatür sanatının duayenleri, köşe başlarında duranları, koltuklarda oturanları, oturup ta bir düşünseler, ama gerçekten şapkayı önlerine koyup düşünseler, "Türk Karikatürünü geliştirmek ve yaymak, yeni sanatçılar keşfetmek, gerçek başarıları desteklemek, emeğe saygı göstermek, sanatçı istismarını önlemek, karikatürü sevdirmek mi niyetleri, yoksa bu işe gönül ve ömür verenleri soğutup kaçırmak, gençleri küstürmek ve "Türk Karikatürcüler" olarak türünün son örnekleri olmak mı? Kararlarını bağımsız karikatürcülere de bildirirlerse kimse zahmet etmezdi. Amaçlarına ulaşır, tartışmalar da biterdi.
Şunu unutmamak gerek, dünya karikatürü günbegün gelişmeye devam ederken, Türk Karikatür Sanatının içine düşürüldüğü karanlık dönem bırakın gelişmeyi, ters yönde hızla ilerlerken, tarihi boyunca böylesine kayırmacılığın, adaletsizliğin, ötekileştirmenin, kişisel kavgaların, görevi kötüye kullanışın örneklerine sahne olmuş mudur? İş ahlakı denen kavramın içi böylesine boşaltılmış mıdır? Tarih kaydediyor, tarih unutmayacak ve TARİH AFFETMEYECEK!!!
Menekşe ÇAM
Kaynak: meneksecam.blogspot.com.

Nizamettin Mollasalihoğlu: ATGÖZLÜKLÜ JÜRİLER!

Jürilerin atgözlüklü bakış açılarından dolayı yaklaşık 20 yıldır karikatür yarışmalarına iştirak etmemekteyim.
Geçen gün Nasrettin Hoca Karikatür yarışmasında jüri üyesi olan bir arkadaş, yarışmaya iştirak etmem için bana e-posta gönderdi…
Katılıp katılmama konusunda karar vermeye çalışırken bugün paylaşım sitelerine düşen iki yazı, düşüncemi netleştirdi ve 20 yıl önce vermiş olduğum kararda ne kadar haklı olduğumu bana gösterdi…
***
Birincisi, Karikatürist Murat Gök’ün bu gün sitelerinde yer alan yazısında; Karikatür yarışmalarında jürilerin açık seçik taraf tuttuğunu, adil davranmadığını ve bu yüzden yarışmalara katılımın azaldığını beyan edişi…
“Bize biat etmeyenlere ödül verecek kadar enayi değiliz” tez ve düşüncesini fark eden sanatçılar, “o zaman biz de emeğimizi asansör olarak kullandırmayız” tezini geliştirdi demek ki!
Bu yüzden yarışmalara iştirak azalınca, jüri üyeleri çıkışı; sanatçılara “katılma ricasında bulunma”da buldular…
***
İkincisi ise, bana yarışmaya katılım mesajı çeken arkadaşın, Muğla Belediyesinin düzenlediği karikatür yarışmasında da jüri üyesi olması ve o yarışmada jürinin yaptığı adaletsizlik!
***
Yarışmada benzer üç karikatür ödüllendirilirken, diğer iki benzer karikatürden biri ödüllendirilirken öteki "ötekileştirilerek" ödüllendirilmedi!
Bu karikatürist arkadaşları imzaları ve karikatürlerinden tanıyoruz; Ama jüri haklarında o kadar derin bilgiye sahip ki, eserleri değil de başka şeyleri değerlendirdikleri apaçık ortada!
***
Yönetimlerce kamu yararı için yapılan bu tür faaliyetleri, maalesef sanatçılar kendi elleriyle katletmektedirler…
Adaletsizliklerin farkına varan yönetimler, bu tür faaliyetleri programlarından kaldırınca da; Bizim atgözlüklü sanatçılarımız, salya sümük ağlar dururlar!
Bu gidişle de çook ağlarlar!
***
http://www.mugla.bel.tr/duyuru/2053-mugla-belediyesi-ulusal-karikatuer-yar-smas-sonucland
https://www.facebook.com/photo.php?fbid=10151514524693371&set=a.150020998370.117359.748873370&type=1&theater
http://kozyurt.blogspot.com/2013/05/hicabi-demirci-turk-karikaturunde-juri.html
http://muratgook.blogspot.com/2013/05/karikatur-yarismalari.html
Nizamettin Mollasalihoğlu
Kaynak: karadenizmizah.blogspot.com.

Hicabi Demirci: Jürinin Muğlak Seçimi

Tartışma konusu ödüllü karikatürler için bkz:

30.5.13

Hicabi Demirci: Türk karikatüründe jüri üyeleri ve sanat disiplini

TÜRK KARİKATÜNDE JÜRİ ÜYELERİ VE SANAT DİSİPLİNİ
İzmir mizahi nesne yarışmasında açıkça yazılmasına rağmen, sonuçları olduğu gibi kabul eden jüri üyelerini buradan protesto ediyorum (http://karikaturhaber.blogspot.com/2013/05/mizahi-obje-yarsma-sonuclar-ve.html).
Karikatürcülerin en birincil amacı yaptıkları işin kamuoyunda ciddi bir sanat disiplini olduğunu hissettirmeleridir. Kendilerininin inanmadığı bir şeye başkalarını inandırmak ve kabul ettirmek çok zordur. Kamu vicdanını yaralayan sonuçlara imza atanları ve bu kararda ısrar edenleri şiddetle protesto ediyorum.
Aşağıdaki maddeyi tek tek okuyun lütfen. Sonuçların değişmemesinin kime cesaret verdiğine siz karar verin. Hiç kuşkusuz bütün bunlar son derece tesadüfi bir şekilde biraraya gelmiş olabilir. Üretenler bile bu duruma şaşırmış olabilir. Ama bu durum bu yazının konusu değil. Hepsinin işini dürüstçe yaptığı noktasından hareket ettiğimi bilmenizi isterim.
3-KATILIM ŞARTLARI :
3.2-Yarışmaya katılan nesne, mutlaka yeni bir buluş olmalıdır. Seçici Kurul, taklit, çalıntı, aşırı esinlenme olduğu kanısına vardığı nesneleri yarışmadan çıkaracaktır. Ödül aldığı halde bu kusurları taşıdığı sonradan saptanan her bir nesnenin müellifi, ortaya çıkabilecek telif hakkı sorunlarının tek muhatabı olacaktır ve aldığı ödülü geri vermeyi peşinen kabul eder.
*
Diğer bir yarışma ise sonuçları yeni açıklanan ve KÖR gözüne mantığıyla bitirilmiş bir yarışma. Birbirinin aynısı 3 karikatüre neden ödül verilir? 10 çalışma da aynı olsa yine de ödül mü vereceksiniz? Bu zihniyet mi Türk karikatürünü yüceltecek? Jüri uygun bir eser bulamadıysa kamuoyuna bunu açıklayabilir.
Aynı jüri üyelerinden aynı kişilerin ödül alması ise herkesin gördüğü bir gerçektir artık. Çizerlerin çizdikleri karikatürlerindeki ADALETE ihtiyaç duymaları son derece hazin bir durumdur. Yüzümüzün artık kızarmadığı bir noktaya geldiysek söylenecek söz de yoktur.
Uluslararası yarışmalarımızda bile hiçbir uluslararası başarısı olmayan üretme kabızı Kişi(leri) jüri olarak görüyoruz. Üretme kabızı olan bu zatı muhteremlerin kaş göz oynatarak sonuçları değiştirdiğini artık herkes biliyor. Elenmiş karikatürleriniz bile ödül alabilir. Yeter ki sadece çizmeyin ayrıca yalayın. Sessiz kalarak bütün bunların meşrulaşmasını sağlayan ustalarımıza da bir çift lafım var. Bu şekilde mi gençlere örnek olunacak, Sanatın büyülü yolculuğu böyle mi olmalı?
Not: Bu yazı, üretme heyecanı yaşayan, Karikatüre gönül vermiş, işini düzgün yapan ama her seferinde Jürilerin ADALETSİZ ve TARAFLI tercihleriyle yıkıma uğramış ve demoralize olmuş GENÇLERin yalnız olmadıklarını hissetirmek için kaleme alınmıştır.
Hicabi Demirci hicabidemirci@gmail.com.

Murat Gök: "KARİKATÜR YARIŞMALARI"

Gerçi herkes işin farkında ama yine de yapalım eleştirimizi.. Sanatla, mizahla hiçbir ilişkisi olmayan, tamamen kendi içlerinde siyasi emirci, işlerine gelmeyenleri dışlayıcı, bitirici, ve kayırıcı bir dönemden geçiyoruz maalesef. Sessiz çoğunluğun sesi olarak; biatçiler konuşmasın, yoksa bir daha ödül alamazsınız…bitersiniz maazallah..
Daha önce de bu tür eleştiriler yapmıştım, bazı dernekçi arkadaşlar "sen bittin artık" gibi sözler söylemişti. Durum ne kadar vahim değil mi?!.. Sanatçı cesaretli ve onurlu olmalı; korkmaz, doğru olmalı, amma velakin görüntü ortada .. menfaat için kimse sesini çıkaramıyor, her zamanki gibi. Bakıyorsunuz 10 isim etrafında dönen yarışmalar.. Yazık.. Valla ..100 kişi de, 500 kişi de katılsa, ibre aynı, değişmiyor… Başka sanatçı mı yok?.. ESERİ HAKEDEN HİÇ Mİ OLMAZ?.. Bir de; ÇOĞU BENZER, daha önce çizilmiş bir konuyu evirip çevirip ısıtıp, ısıtıp sunuyor biat ettiklerinin önüne: zaten üretemiyor, üretmesine de gerek yok, garanti abi. BENZER OLMAYANSA DA ENTEL DANTEL İŞLER .. geride kalan sayılarca kaliteli işler ÇÖPE.. SORUYORUM BU KADAR KAYIRMACI OLMAK, kul hakkı, emeğe saygısızlık, hırsızlık değil midir?... NEDİR MESELE ANLATIN DA boşuna DİĞERLERİNİN EMEKLERİ HEBA OLMASIN .. ben bunların hepsini istifaya çağırıyorum!.. Bence bu kadar entrika ile başka alanlarda başarılı olurlar ancak.
Aslında bu şekil belediyeleri ve diğer kurumları kullanarak "Karikatür sanatı ile yörenizi tanıtalım efendim" sözleriyle işe başlarlar (giriş güzel), ama; Kurum yöneticileri bakıyor ki her geçen gün ilgi azalıyor, katılım sayısı düşüyor, bilmiyorlar ki dönen Ahbap-çavuş ilişkilerini.. al gülüm ver gülüm pazarlığını.. Onlar da gözünü açsın artık, bu tür Ayırımcılığa, haksızlığa izin vermesinler…YOKSA 20 ESER İÇİN TOPLANIRSINIZ..
Ayrıca karikatür yarışması düzenliyorsunuz, grafik, afiş ve resimlere ödül veriyorsunuz…bu da işin bir başka boyutu, karikatür ve mizah kısmı nerde kalıyor… Bir de bunlar, Adalet, hukuk, hak vs. adına; ne devlet, hükümet, ordu, kurum eleştirmekte geri kalmazlar. Ama en ufak bir yere geldiler mi çevirmedikleri entrika, kayırma, ne ararsan var.. hiç de geri kalmazlar.. DEMOKRASİ anlayışları bu olsa gerek.. “Nayır nolamaz” diyenler; KARİKATÜRCÜLER DERNEĞİ tarafından organize edilen yarışma sonuçlarına baksın lütfen…(devam etmemesi dileği ile) hoşça kalın.
Not: dileyen arkadaşlarımız yazıyı yayımlayabilir, paylaşabilir,çoğaltabilir, her alanda kullanabilir.
Murat GÖK - Karikatürist.
Kaynak: http://muratgook.blogspot.com/2013/05/karikatur-yarismalari.html