1.10.24

Saadet Demir: Emeğe saygı derken...

EMEĞE SAYGI DERKEN...
Çizgi roman gruplarından birinde bir paylaşıma rastladım. Değerli bir çizgi roman ustamızın basımı yapılan son eserinin orijinal sayfalarını hediye olarak isteyenlere istinaden kaleme alınmış bir yazıydı. Bu paylaşımın düşündürdüğü çok şey oldu. Geçenlerde, Oğuz Aral’ın orijinal çizimlerinin haraç mezat satışa sunulduğunu duymuştuk. Gırgır dergisi o zamanlarda Ertuğrul Akbay’a geçince, ayrılan dergi çizeri pek çok ismin dergide kalan orijinal karikatürlerindeki imzaları silinerek dergide yayınlanmıştı, tam bir emek hırsızlığı hakimdi. Ve yıllar sonra o el değiştirmeden kalan eserler, orijinal çizimler birileri tarafından açık arttırma usulü satılıyordu. 
Bir çizgi romanı satın almanız o eserin orijinal sayfalarını çizerinden hediye olarak isteme hakkını vermemeli (yazıda bu konu çokça ele alınmıştı ve çoğu kişi, eseri satın aldığı için orijinal sayfaları da hediye olarak isteme hakkı olduğunu söylüyordu). Eserin sahibi eğer kendisi istiyorsa hediye edebilir. Bir çizgi roman basılsa bile orijinal sayfaları bir bütün olarak muhafaza edilmeli. Sayfalar isteyenlere hediye edildiğinde ortada orijinal eser kalmayacak… Bunu yapanlar tamamen iyi niyetli olsalar bile yıllar sonra oldukça değerli ve nadide bu sayfalar birilerinin eline geçecek ve açık artırmada ya da koleksiyonculara satılacak, hatırı sayılır meblağlar kazanılacak ama eser sahibinin bundan haberi ve hakkı dahi olmayacak. Böyle bir adaletsizliğe kimse göz yummamalı… 
Çoğu çizerin, özellikle portre çizeri arkadaşların ortak sıkıntısıdır, “Benim de bir portremi çizsene! Herkesi çiziyorsun, bir beni çizmedin” söylemleri… Bu işi pek çok çizer geçim amacıyla yapıyor, başka bir mecraları kalmadı çünkü… Siz bir doktora gidip “Aşk olsun doktorcum, beni de bir tedavi etmedin şöyle. Beni de ameliyat edip aradan çıkarsan eline mi yapışır?” diyor musunuz? 
Geçtiğimiz aylarda yaşadığım bir durumu aktarayım. Uzun yıllardır tanıdığım ziraat teknikeri bir arkadaşım benden bir zirai ilaç firmasının yeni çıkaracağı yaprak gübresi için kutu ve etiket tasarlamamı istedi. “Sen tasarımı yap, baksınlar, beğenirlerse sana onlardan çok iş çıkar” gibi bir tavırda bulundu… Yani sen yap da beğenirlerse hem senin tasarımı kullanırlar ama ücret bekleme, bakarsın iş de çıkar da üç beş kuruş kazanırsın mantığı! Eşinin bir butiği vardı ve ben de “Ben eşinin butiğine geleyim, istediğim giysileri alıp gideyim. Beğenirsem sonrasında size müşteri yönlendiririm desem” dedim. “O nasıl söz, o giysiler babasının hayrına mağazaya gelmiyor” dedi, ben de “Babamın hayrına emek vermiyorum. Bunu bari sen söylemeseydin” deyince benimle irtibatını kopardı, iyi de oldu tabii… 
Özetle, çizgi, portre, çizgi roman, tasarım pek çoğumuzun asıl mesleğidir. Talepte bulunduğunuz kişi gönüllü olmadıkça, kendisi ücretsiz yapacağını beyan etmemişse, çok samimi de değilseniz hediye babında isteklerde bulunmak emeğe büyük bir saygısızlıktır istisnasız. Yıllar sonra zor durumda kaldığınızda kimsenin umurunda da olmuyorsunuz. Üstüne üstlük “Niye sözleşme yapmadın, niye kapora almadın, niye güvenmediğin insanlarla iş yapıp kazık yiyince de söyleniyorsun” babında akıl vermelere maruz kalıyorsunuz, işinize tek kuruş ödemeden menfaat sağlamak isteyenler tarafından…

Hiç yorum yok: