DEĞERLİ KARİKATÜRCÜ DOSTLAR!
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin “İş Hayatında Engelliler” konulu karikatür yarışmasının jüri ön toplantısına katıldım. Üyelerin yarısını, konunun uzmanları oluşturuyordu. Bu seçimi yapan yetkilileri kutluyorum. Toplantı dolayısı ile harmanlanan düşüncelerimi sizlerle paylaşmak istedim:
İnsanlarımızı, “engelliler ve engelsizler” diye nasıl ayırabiliyoruz?
Engelsiz bir yaşam sürdürmüşken, bir hastalık, bir kaza ya da sadece yaşlanma dolayısı ile bazı yeteneklerimizi yitirip engellerle tanışıyoruz.
Yaygın yabancı dillerden birini bile öğrenmeyi düşünmeyenlerimiz (Hatta kendi dilini bile yalan yanlış konuşmayı, kendine layık görenler), çağdaş teknolojik imkanları kullanmayı beceremeyen ya da reddedenlerimiz, engelli değil miyiz?...
Ya beyinlerini, bilimin gelişmeleri ile güncellemek yerine, yaşamlarını kemiren tabulara çakılıp kalanlarımız, seven ve üreten olmak yerine, kindar ve engelci olmayı seçenlerimiz?
İstisnasız hepimizin, fiziksel, zihinsel eksilerimiz, artılarımız var. Ama avantajlarını çarçur edenlerin yanında özgüvenleri ile eksiklerinin üstesinden gelen azimli yiğitler de var…
Toplantıdan sonra, internetten birçok video izledim. Kötümserliğimin yerini umut aldı. Bazıları hala yeni engeller yaratsa da aileler ve resmî kurumlar, konuya adanmışlar. Engeller konusuna hâkim ve enerjik gruplar var. Ama nasıl emekçi haklarını emekliler, kadın haklarını kadınlar çözecekse, engelli sorunlarını da engelliler çözecek… Nice insanımızda da bir Helen Keller, bir Frida Kahlo, Stephen Hawking ya da Aşık Veysel gördüm.
Ve yukarıda saydığım gibi, engelliler azınlıkta değil, çok kalabalığız.
Karikatürcü gençler, ustalarım, kıdemli jüri üyeleri, yarışmalara katılmama kararında olanlar… Sizleri, her tür engeli aşarak bu yarışmaya ve enerjiye katılmaya çağırıyorum. Sağolun…
Sevgi ve saygılarımla.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder