18.10.21

Karikatür sahtekarlığı hakkında...

KARİKATÜR KAMUOYUNA…
Karikatür dünyasında zaman zaman başkalarının eserleri üzerinden rant sağlayanları görüyoruz. Bilinçli bir eylemle başkalarının eserlerini – kompozisyon, tipleme, teknik vb. açıdan – hiç değiştirmeden ya da biraz değiştirip yeniden çizenler… salt esprileri araklayıp kendi çizgileriyle yeniden biçimlendirenler… Bu konular uzun uzun tartışılsa da kısa zamanda çözümlenecek gibi görünmüyor. Kısa zamanda kişisel çatışmalara, intikam almalara, karalamalara, yanılsamalara evriliveren bir yanı var. Elbette insanlık/sanat tarihiyle akan zaman gösterecektir kalıcı ve nitelikli olanı… 
Rastlantısal, ya da bilinçaltının oyunları sonucu benzer esprilere yakalanma durumunu, benzer gibi görünen ama aslında farklı felsefi, düşünsel içeriğe sahip eserleri bunların dışında tutuyoruz. Bir karikatürist/sanatçı sürekli bir düşünme ve biçimlendirme, yani özgün bir üretim/yaratma süreci geliştiremezse sanatsal olarak var olması… yaşaması olanaksızlaşıyor. Başkalarının düşüncesi, yaratısı, emeği üzerinde var olmak/yaşamak isteyenlerin ömrü de uzun olmuyor. Başka sanat alanlarında olduğu gibi karikatür dünyasında da ne yazık ki böyle kısa ömürlü – bir anlamda sömürü diyebileceğimiz – girişimler bulunuyor. 
Seçici kurulunda yer aldığımız iki yarışmayla tecrübe edindiğimiz bir durumu birazcık araştırdığımızda; internet çağında, “başkalarının düşüncesi, yaratısı, emeği üzerinde var olmak/yaşamak” isteyenlerin geldiği son noktayı gördük! Artık başkalarının esprilerini, eserlerini yeniden çizmek değil, değiştirmeden, aynen çizildiği gibi sahiplenmek söz konusuydu… 
Fındıklı Belediyesi’nin düzenlediği “Çay ve Biz” konulu karikatür yarışmasına katılan eserleri değerlendirirken ilginç bir durumla karşılaşmıştık. Bir katılımcı 20 adet çalışma göndermişti. Çay konulu internetten derlenmiş çizimler toplamıydı karşımızdaki 20 eser. Tabii ki kurul olarak bu eserleri değerlendirme dışı bıraktık… Sonra Sinoplu Diyojen Uluslararası Sabahattin Ali Portre Karikatürleri Yarışması'na da aynı katılımcıdan internetten derlenmiş eserler gelince bazı şüpheler uyandı bizde ve bu isimle ilgili biraz araştırma yapalım dedik ve şok olduk! Aynı katılımcı internet ortamından topladığı “başkalarına ait eserlerle” uluslararası ödül kazanmış, uluslararası kitaplara girmiş, bu alanda bir hayli yol almıştı… Sitelerde ve kitaplarda bu kişinin adıyla yer alan eserlere baktığımızda her biri farklı çizerlerin tarzını yansıtıyor. Bir sanatçı bu kadar farklı çizgi tarzı, insan tiplemesi vb. çeşitlilikle üretmez eserlerini… Bu durum bile kendi başına kuşku uyandırmaya yetiyor aslında. 
Başkalarının eserlerini kendisininmiş gibi yarışmalara gönderen ve bu durum dikkatlerden kaçan “karikatürist”; Kaan ÖZCAL. Bu ismin eserlerini araştırdığımızda “başkalarının eserlerini kullandığını kanıtlayan” iki veri var elimizde. Birincisi; Yeşilay Uluslararası Karikatür Yarışması sitesinde Kaan ÖZCAL adına sergilenen karikatürlerden biri irancartoon sitesinde galerisi de yer alan Meksikalı grafik tasarım, illüstrasyon, karikatür ve portre sanatçısı Fernando Méndez C’ye aittir. İkincisi; Kartal Belediyesi Uluslararası Covid-19 Karikatür Yarışması’nda “Özendirme Ödülü” kazandığı karikatür ise Kosta Rikalı karikatürist Arcadio Esquivel’e aittir… Eminiz ki Kaan ÖZCAL adına yarışmalara gönderilen tüm eserler incelense hepsinin başkalarına ait olduğu görülecektir… 
Sabahattin Ali Portre Karikatürleri yarışması için internetten toplama portreleri gönderen katılımcıya şöyle bir yazı yazdık ama ne yazık ki yanıt alamadık: 
Kaan Bey, 
Yarışmamıza gönderdiğiniz Sabahattin Ali portreleri ne yazık ki internetten derlenmiş çalışmalardır. 
Zaten portreler arasındaki farklı tarzlar da bu çalışmaların farklı kişilerin ürünü olduğunu göstermektedir. 
Tüm gönderdiğiniz portreler internette halen bulunmaktadır ve sizin eseriniz olmadığı açıktır. 
Böyle bir durumda gönderdiğiniz portrelerin yarışmaya kabul edilmesi mümkün değildir... Yarışma organizasyonunu yanıltmaya yönelik bu davranışınızı kınıyoruz... 
Size önerimiz kendi emeğinizle ürettikten sonra kendi adınıza yarışmaya katılmanızdır. Aksi halde telif hakkı ihlalinden ceza da alabilirsiniz...” 
Daha fazla uzatmadan belirtelim ki bu yazının amacı özellikle ulusal ve uluslararası yarışmalardaki bu ve bu türden olası etik dışı davranışlara karşı seçici kurulları uyarmaktır. Çünkü olay salt başka sanatçıların eseriyle yarışmaya katılmanın da ötesinde uluslararası telif davalarına da konu olabilecek şeyler de içermektedir. Nasıl bir cesaretle başkalarının eserleri kendisininmiş gibi yarışmalara gönderilir anlaşılır değil… ama bu türden yöntemlere karşı özellikle seçici kurul üyelerinin donanımlı ve bilinçli olmaları gerektiği anlaşılır bir şeydir… 
Karikatür sanatçıları: Aşkın AYRANCIOĞLU, Erhan Yaşar BABALIK, Altan ÖZESKİCİ.

4 yorum:

Hüseyin Çakmak dedi ki...

Değerli çizer dostlar Aşkın Ayrancıoğlu, Erhan Yaşar Babalık ve Altan Özeskici'ye teşekkür ederim... Kaan Özcal denilen şahıs ve çaldığı eserler hakkında yazdıklarının altına imzamı atarım...

Sözkonusu şahıs, Uluslararası Zeytin Karikatür Yarışması için internetten aşırdığı telif hakkı içeren “Zeytin” ve “Zeytin Ürünleri” konulu vinyetler (Çizimler) göndererek yarışmaya katımak istemiştir... Kendisini ikaz ettim ancak, farkettim ki ruh hali yerinde olmadığı için beni anlamıyor...

Halen de, periodik zamanlarda, emailler göndererek, yarışma şartnamesi, sertifika, diploma talep etmekte... Yanısıra, hesap numarası göndererek hesabına para yatırılmasını istemektedir...

Ne acıdır ki, birçok karikatür yarışması organizatörü işin ciddiyetini anlamadığı için böylesi kişiler ile daha çok karşılaşacağız...

Bu işin bir boyutu, diğer boyutu ise, ödülü dereceye girmeyen çizerler sorunu... Öylesine ahlaksız iftiralar, kötülemeler, yalan yanlış haberler - dedikodular ile sizi korkutmaya ve kontrollerine almaya çalışıyorlar ki, yazmakla bitmez....

Aşkın, Erhan ve Altan kardeşlerim ve bizim kuşağın daha birçok çizeri... Karikatür çizmek için malzeme bulamadığımız - alamadığımız günlerden tutun da... Faks'ın bile icat edilmediği dönemlerde ürettiğimiz, posta parasını bulamadığımız için dergilere - yarışmalara - sergilere eser göndermediğimiz dönemler - sıkıntılar yaşadık; tırnaklarımız ile kazıyarak, karikatür sanatında imkansızlıklar içinde el emeği ile mucizeler yarattık ve başarıya böyle ulaştık...

Oysa ki, günümüzdeki bazı genç çizerler, her türlü teknolojik - ekonomik imkanlara rağmen başkalarının ürettiklerini, kendileri üretmiş gibi internetten aşırarak, anısal ve maddi çıkar elde etmeye çalışıyorlar... Ve hiç utanmıyorlar...

Yazıklar olsun...

Hüseyin Çakmak

yaşar fırat dedi ki...

Sanırım başka başka karikatür sanatçıları da bu yola tevessül etmekte...

menekse cam dedi ki...

Sevgili arkadaşlar, bu şahsın sahtekarlığı geçen yıl uluslararası alanda da farkedilmiş ve biz Türk çizerlere farkındalık açısından bilgi verilmişti. Belli ki işin ciddiyetinin çok ta bilincinde olmayan biri.
Yaptığı düpedüz nitelikli hırsızlık ve kişilere ait verileri illegal yoldan şahsi çıkarları için kullanıyor olması sebebi ile "siber suçlar" kapsamına da girer. Gerek Telif Hakları Kanunu, gerekse siber suç kapsamında bir şikayet ile dava açılmasına bakar. Sonuçta da hak ettiğini bulur.
Dernek yönetimlerine ve İlgili kişilere duyurulur!

Hüseyin Çakmak dedi ki...

Menekşe Çam arkadaşım Siber Suçlar konusunda haklı... Avrupa ve birçok ülkelerde aanal ortamda aşırtma yapmak telif hakları ihlalidir (iyi niyet ile yapılıp kaynak belirtmemek de bu kapsama girer) ve eserin niteliğine, sanatçının karizmasına bağlı olarak para cezası veya hapislik sözkonusu... Katılan arkadaşlarım bileceklerdir. Bu yıl, Japonya'daki Omiya karikatür festivali yetkilileri, AB ülkesinde yaşadığım için ve AB vatandaşı olduğum için bana, AB Telif Hakları Sözleşmesi ile, eserimin Japonya'da sergilenmesine - albümde yayınlanmasına izin verdiğime dair bir belge imzalattılar... Bu belgeyi imzalamayan AB vatandaşı kişilerin eserlerini etkinliğe kabul etmiyorlar çünkü şikayet halinde, AB yasalarına göre, eserin sahibine büyük para cezası ödüyor ilgili kurum...

Dikkat ediyor musunuz? Artık internette fotoğraf, belge indirmek, save yapmak zorlaştırıldı çünkü internet ve siber dünya tam bir korsanlık yuvası... İnternet şirketleri bu konuda milyonlarca dolar tazminatlar ödediler eser sahiplerine... Ve internetteki her bir kare fotoğraf, vinyet vd. ürün telife bağlı, kayıt yapmak istediğiniz zaman sizi uyarıyorlar, yasal yoldan o eseri kaç paraya alabileceğinizi söylüyorlar...

Ancak, tüm bu sorunları denetleyecek, ikaz edecek, mahkemeye taşıyacak ve sonuçlandıracak güçlü bir karikatürcü örgütü, yarışma organizatörü ortada yok ne yazık ki, ortada olanlar da sessiz kalıyorlar çünkü hem karizmayı çizdirmek istemiyorlar hem de kimseyi gücendirmek istemiyorlar...

Papaz ve Zangoç hikayesine benzedi bu iş... Fıkrayı bilenler bilir, yine de anlatayım: Şehrin birinde, Papaz ile Zangoç kilisedeki hırsızlıklardan, yolsuzluklardan şaibeli... Herkes şikayet ediyor... Sonunda günah çıkartmaya karar veriyorlar.. Papaz, Zangoç'a diyor ki: Önce senin günahlarını ortaya çıkaralım ama bil ki benim oturduğum sandalyeye oturan kişi birşey duymaz... Ve başlıyorlar günah çıkartmaya... Papaz, Zangoç'un çaldıklarını, günahlarını saymaya başlıyor, Zangoç "Duymuyoruuuum, duyamıyoruuuum" diye yanıt veriyor... Bir süre sonra, yer değişiyorlar... Zangoç, Papaz'ın oturduğu sandalyeye geçiyor ve Papaz'ın çaldıklarını - günahlarını saymaya başlıyor... İşine gelmediği için, bu kez de Zangoç "Duymuyoruuuum, duyamıyoruuuum" diye yanıt veriyor... En sonunda Papaz, Zangoç'a diyor ki: Ben sana demedim mi, benim oturduğum sandalyeye oturan hiçbirşey duymaz diye...