25.5.24

Mehmet Saygın : Karikatür ve Yapay Zeka

Yapay zeka ve diğer sanat türleri üzerine konuşulduğu gibi yapay zeka ve karikatür ilişkisi üzerine de konuşuluyor bir süredir, son yarışma meselesi de tartışmayı alevlendirdi. 
Karikatürün yapay zeka ile ilişkisi resim, illüstrasyon gibi sanat dallarına göre daha çetrefilli çünkü karikatürün bileşenlerinden birisi zeka, ya da zekanın yarattığı kışkırtıcı fikir. Eh rakibi de bir şekilde zeka. 
Bu sebeple "bu karikatürü yapay zeka mı yapmış" tartışması biraz eksik kalıyor diye düşünüyorum. 
Son yarışmadaki karikatür buz gibi yapay zeka ürünü, üreteni aksini söylüyorsa bundan sonrası kişisel tartışmaya girer, beni ilgilendiren kısım o değil. Onu geçelim. 
Hicabi Demirci ağabey, çizerin orijinal çizim dosyalarını göstermesini istedi, diğer karikatüristlerin hakkını korumak adına hızlı bir çözüm ama çizer orijinal dosyaları gösterse bile bir anlamı yok, kendisi de çizmiş olabilir ama bu halen bir yapay zeka eseri. 
Yapay zeka ile çizmiş deyince şu an gözden kaçırılan bir nokta var. Yapay zeka insanlar için henüz gerçek yaratıcı aşamaya gelmedi ancak birçok alanda mükemmel bir asistan görevi görüyor. 
Güncel örnek olduğu için bu son karikatürden gidelim. 
Yatağına yatmış, solunum cihazıyla da cep telefonuna bağlanmış bir çocuk var. Bu fikir aklıma geldi, iyi bir karikatür fikri olduğunu düşündüm diyelim. YZ ile görsel üreten bir programa girip fikrimi yazıyorum; 
“A boy lying in a bed is connected to a giant mobile phone screen with a respirator for breathing. Mobile phone is standing next to the bed. The other end of the respirator is connected to the middle of the mobile phone screen, phone screen is empty and bright, cartoon style." 
Program saniyeler içerisinde bana 4 tane çizim gösteriyor. 
Yenile tuşuna basarsam saniyeler içerisinde 4 tane daha veriyor. 4 tane daha, 4 tane daha. Ve yenileme tuşuna basarken bu dört örnekten beğendiklerim yönünde gitmesini sağlayabiliyorum. Kompozisyonunu beğendiğim bir görseli yeni başlangıç noktası seçip, sonraki görselleri o kompozisyonda isteyebiliyorum. Pixar stilinde, Disney stilinde yap diyebiliyorum, seksenlerin illüstrasyon çizgisini tuttur diyebiliyorum. Her yeni gelen 4 çizim, benim ilk akıl ettiğim fikri daha doğru görselleştirmem için bana benim de akıl etmediğim ipuçları veriyor. Sanki yüzlerce konsept sanatçısı haftalarca benim için çalışmış gibi, bir saat içerisinde yüzlerce görsel bana sunuluyor. Sadece beş dakika içerisinde yaptığım örneklerden bir kolaj ekledim bu paylaşıma (Yukarıda)
Diyelim ki çok iyi derecede Illustrator programı kullanabiliyorsunuz ya da tablette çizim yapmaya çok hakimsiniz. Katarsınız alt katmana bu görseli, üzerinden boyarsınız. Ya da gerçek boyalarla kalemlerle yıllarca uğraştınız, tekniğiniz mükemmel, ekranın karşısına geçer, çizer boyarsınız bu karikatürü. 
Bu sizin karikatürünüz mü? 
Bu noktadan sonra herhangi bir karikatür yarışması neyi ölçebilir, değerlendirebilir? 
Yarışma kurulu bir çare olarak; “Dijital iş kabul etmiyorum” dese bile ölçüp ölçebileceği ancak teknik yeterlilik, teknik ressamlık olur. İşçilik yarışına döner. 
Altyapısı, fikri, kompozisyonu, renk dünyası üretene mi ait bilme şansı yok! YOK! 
Bu konuştuğumuz karikatürün sahibi Adobe Illustrator dosyalarını çıkarsa yine de bu karikatür onun diyebilir miyiz? 
Bana göre mevcut koşullarla karikatür yarışmaları artık anlamını koruyamaz. 
------------------- 
Bu bizler, karikatürseverler, bu işe yıllarca emek vermiş, düşünmüş, üretmiş, teknik geliştirmiş insanlar için çok kötü, hayal kırıklığı yaratan bir durum ama mizah dergilerinin kapanmasını da içeren bir başka değerlendirme yapılabilir. Değerlendirme sonucu bizleri üzecek olsa bile. 
Mizah dergileri ya da gazetelerde karikatüre ayrılmış alanlar; zeki, söyleyecek bir sözü olan, cin fikirli, olaylar arasındaki bağlantıları diğer insanlardan farklı kurabilen, bu bağlantıyı düşündürücü ve komik bir şekilde ifade edebilen yaratıcı insanlar tarafından dolduruldu yıllarca. Bu insanların bir özelliği de bu buluşlarını ifade edebilecekleri bir çizgi tekniği, bir uzmanlık için emek harcamalarıydı. Bir karikatür, bir fikri buluş ve bunu ifade edecek bir teknik hakimiyet gerektiriyor. Sonra birden bir şey oldu, internet 2.0’la birlikte sosyal medya hayatımıza girdi ve yukarıda saydığım cin fikirli insanların bir kısmının artık teknik bir hakimiyet için emek harcamasına gerek kalmadı. 3-4 mizah dergisinde 2. Sayfada yer alan güncel karikatürleri toplam 10-15 kişi üretirken tüm ülke aynı güçte mizahı iki satır yazıyla yapabilir oldu. Hem de anında, hem de sürekli, hem de binlerce katı miktarda. 
Şimdi, biz sevsek de sevmesek de YZ bu milyonlarca yeni içerik üreticisine, sözlü üretimlerini görselle güçlendirme, ifade etme imkanı verecek. YZ ile görsel üretimi, çok gelişmiş gibi görünse de henüz emekliyor. Twitter’da, Instagram’da paylaşım yapacak bir kişi YZ programını açacak cep telefonunda, yazı bile yazmadan, tarif ederek karikatürünü çizdirecek. YZ artık o kişiyi ve takipçilerini tanıdığı için bugünkü gibi dörtlü dörtlü arama da yapmayacak, tam olarak o kişini her zaman kendini ifade ettiği şekilde çiziverecek karikatürü, o kişiye ait bir TARZ yaratacak. 
Bizim bildiğimiz, tanımladığımız karikatür olmayacak o, evet ama yeni bir karikatür doğacak ve bugünkü gibi yüzlerce değil milyonlarca karikatürist olacak bir kaç yıla kadar. Bu iyi midir, kötü müdür buna kendi dünya görüşlerinize göre karar verebilirsiniz. 
Karikatürde fikir öz ise iyidir, sanatsal teknik öz ise tartışılır. 
Photoshop gibi dijital imkanlar birer "ARAÇTIR", YZ böyle değil önermesi bugün için geçerliyken, kısa bir süre içerisinde YZ'nın araç olduğu imkanlar gelecek. 
---------------- 
Peki, bu durumda karikatürist, illüstratör, çocuk kitabı çizeri, konsept sanatçısı vs kendini nasıl koruyacak? 
Bu soruya umut verici bir cevap vermek çok zor, herkesin çok zorlanacağı kesin. 
Eğer bir çizer bunu asıl işi olarak yapıyorsa, geçimini çizerek sağlıyorsa, çizim hobisi değilse, “İş” tanımını bütüncül olarak ele almak zorunda kalacak. YZ üretimi yapabilir ancak “İş” başka bir şey. İlişkiler, pazarlama alanları, hakların takibi, lisanslama gibi konularda diğer rakiplerinin önüne geçmek zorunda kalacak. 
YZ ile asla rekabet edemeyeceği stok görsel, kitap resimleme vs. alanlarından çok orijinal işlerin değerini yükseltecek, insan üretici olarak kıymetini satabileceği ortamları oluşturmak zorunda kalacak. 
NFT teknik imkanlarının aksine sansasyonel ve spekülatif yönüyle öne çıktı, ne yazık ki ancak çizer haklarının takibi ve korunması için gelecekte standartlara temel olacak. Tarık Tolunay ve Birol Bayram bu alanda kıymet yaratabilen çok önemli örnekler. 
Penguen dergisi çizerleri, uygulamadaki hatalarına şerh düşmek kaydıyla, çok doğru bir hareket başlatıp, karikatürlerinin haklarını korumaya çalıştılar, ama bu mücadeleye katılıp bir zemin yaratması gereken karikatür dünyası ne yazık ki çeşitli saiklerle bir kaşık suda boğdu bu çabayı. Bu ayrı ve uzun bir tartışma konusu. 
Uzun lafın kısası, YZ diğer sanatlarda olduğu gibi karikatürde de yerleşmiş yargılarımızı altüst edecek. Sadece son üründe değil, üretim süreçlerinde de işin içine girecek, üretim şekillerini değiştirecek. Her şey altüst olacak, evet ama altı mı daha iyi üstü mü bunu zaman gösterecek. 
Karikatürle uğraşan ne kadar büyüğüm, küçüğüm varsa saygıyla, sevgiyle selamlıyorum, ayrı ayrı çok kıymetlisiniz. 
Mehmet Saygın.

Hiç yorum yok: