ULUSLARARASI KARİKATÜR JÜRİSİNE ALIR MISINIZ?
BELEDİYELERİN PARASINI, HALKIN VERGİSİNİ HİÇ KİMSENİN ÇÖPE ATMAYA HAKKI YOKTUR
Küçük ve önemli bir not: Yazımdan sonra bu yarışmaya katılıp katılmadığımı özelden soranlar oldu. Katılmış olmam yazılan gerçekleri değiştirecekmiş gibi sığ bir bakış açısıyla. Bu yarışmaya katılmadığımı ve yarışmalar konusunda seçici olduğumu belirtmek isterim. Jürinin objektifliğini kendi kriterlerime göre belirlemeye çalışırım. Ödül almak kadar, ödülü kimin verdiği önemlidir.
Ayrıca, benzerliği tartışılan karikatürlerin ortaya çıkmasında kişisel hiç bir gayretim olmamıştır. Hepsi uluslararası dolaşımdadır.
Bu notları yarışmalara katılan ve umutsuzluğa kapılan genç çizerlerin ricasıyla ve yapılan hataların düzeltilmesi umuduyla yazdığımı bilmenizi isterim. Çizerlerin çoğunun, yapılan adaletsizliği gördüğü halde, fişlenme ve bir daha ödül alamama korkusuyla susmayı, düşüncelerini dedikodu seviyesinde tutmayı tercih ettiğini söylemeliyim. Şartnameleri ne kadar üst düzey olarak belirlerseniz belirleyin, liyakattan uzak seçilen insan kalitesinin bu sürece damga vurduğu ortadadır.
Profesyonel hırsız karikatürcülerin önüne geçmek ve özgün işi ödüllendirmek için şartnamelere eklenen ve jürilere tanınan final (askı) sürelerine rağmen bunların olması, karikatür sanatınındaki jüri liyakatsızlığının en büyük göstergesidir. Bu durumdan, kendilerine tanınan bu hakkı yüzüne gözüne bulaştıran jüriler sorumludur. Önlerine gelen bu benzerlik bir sanat hırsızına aitse (eğer), jüri kararlarının bu hırsızlığa ortak olması ve yapana cesaret verici katkı sunması son derece üzücüdür.
1- Medyanın karikatüre yer vermemesinden ve mizah dergiciliğinin geldiği yer nedeniyle, genç ve yeni karikatürcü yetişmesinde Usta-Çırak ilişkisinde büyük kopukluk, parçalanma olmuştur. Bu uçurumun kapanması için Anadolu'daki belediyelerin düzenledikleri yarışmaları uluslararası değil ulusal çapta ve gençlere yönelik yapmasını önermiştim.
Belediyelerin bütçelerini, yabancı çizerlere aktarmak yerine,
yeni neslin yetişmesine katkı sunmak daha doğru değil mi?
Belediyeler, yaptıkları yarışmalara, karikatür sanatına genç temsilciler yetişmesine önayak olan sosyal projeler gibi bakmalıdır.
2 - Uluslararası organizasyon yapmakta ısrar eden belediyeler ne yazık ki uluslararası alanda hiçbir yetkinliği, başarısı olmayanları organizasyonun başına getirmektedir. Donanımsal bu eksiklik ister istemez yarışma sonuçlarına yansımaktadır.
Yapılan büyük hatalara rağmen aynı jürilerle, hiçbir şey olmamış gibi yola devam edilmesini "adamcılık" olarak yorumlayabiliriz.
Hiçbir sanat "adamcılık" üzerine büyümez, olgunlaşmaz.
3 - Yazdıklarımı örneklemek istiyorum:
3a - Bunlardan biri, Muğla Büyükşehir Belediyesi'nin 2020 yılında yaptığı ve konusu Göç olan uluslararası yarışma.
Jüri, final işlerini yarışmanın sonunda benzer çıkmaması için kamuoyu ile paylaştı. Özgün ve farklı eserleri ödüllendirmek için kurulan bu mekanizmanın işe yarıyacağını umut ediyorsunuz değil mi?
Jüri, benzer işleri gördüğü halde, büyük ödülü benzer bir işe verdi.
Büyük ödülü alan çizer, çalışmasının daha önce çizildiğini bilmediğini ifade ederek ödülü reddetti ve durumu nedenleriyle birlikte karikatür camiası ile paylaştı.
Jüri üyeleri ise bu süreçte yarışmaya katılanlara ve kamuoyuna açıklama yapmayı bile gerekli görmedi. Bu durum hiç olmamış gibi davrandılar. Ben yaptım oldu gibi bir militarist anlayışın, sanata vereceği hiçbir katkı yoktur.
Organizasyon yönetimi ise bu durumu ulusal basına şöyle açıkladı:
Büyük ödülü alan çizer özel gerekçeleri nedeniyle yarışmadan çekildi (habertürk).
Jürinin beceriksizliğini korumaya çalışan bu açıklamadan sonra aynı belediye 2021 yılında aynı jüriyle yoluna devam ediyor.
Sonuçları merak ediyor musunuz? Ben etmiyorum.
3b - İzmir Büyükşehir Belediyesi, konusunu Cinsiyet Eşitliği olarak belirlediği uluslararası yarışmaya hayatında hiç karikatür çizmemiş olanları jüri olarak alarak yoluna devam etti.
Jüri, finale kalan işleri, benzerliğin önüne geçmek için sergiledikten sonra, birbirine çok yakın işleri ödüllendirdi.
(Yukarıda birçok örnekten sadece birini paylaşıyorum: Jüri, yukardaki E harfiyle kodlanmış çalışmayı, diğerlerini görmüş olmalarına rağmen, farklı ve özgün olarak değerlendirdi.)
Alınteri dökerek, emek vererek işlerini yollayan uluslararası çizerler bunun nedenlerini sosyal medyada, açık alanlarda sordular. Sonuç, kapı duvar. Temsil yeteneğinden yoksun birisini bile jüri olarak seçerseniz, eşitlik için yola çıktığınız herhangi bir konuda başka bir eşitsizliğin kapısını açarsınız. Sonuçları itibarıyla, gerek belirlenen konuya, gerekse yeniliğe ve özgünlüğe hiçbir
katkı sunmayan bu yarışmalar üzerinden halkın parası heba olmuştur.
SONUÇLAR:
- Jüriler gerek katılımcılara, gerekse kamuoyuna ödüllerin verilme gerekçelerini açıklamak, doyurucu bilgi vermek ve kamuoyunu ikna etmek zorundadır. Harcanan kamunun parasıdır çünkü.
- Jüri, başarısız olduğu bir organizasyonda yer almakta ısrar etmemelidir. Jürilikten vazgeçmek onurlu bir davranıştır ve bu durum karikatür sanatının önünü açar.
- Jüri, farkında olmadan benzerini çizdiği bir karikatürden dolayı çizeri kamuoyu önünde zor duruma düşürmemeli, onuruyla oynamamalıdır (Bu durumu şartnamelerle güvence altına aldığı halde).
- Jüri, önlerine gelen çalışmalar arasında ödüle değer bir çalışma olmadığını düşünüyorsa, bu hakkını kullanabilmelidir. Bu hakkı kamu parasını korumak adına yapmalıdır.
- Ekonomik krizin devam ettiği ve halkın ekmek almakla sınandığı bir dönemde halkın parasını kötü jürilerle, organizasyonlarla çöpe atanları vicdanlı olmaya ve bu süreci daha fazla kirletmemeye davet ediyorum.
Bu konudaki diğer düşüncelerime aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz:
Karikatürcü / Cartoonist.