5.1.09

Carluka Uluslararası Karikatür Yarışması konuları: Gogol'ün Dünyası ve Serbest

8. Carluka Uluslararası Karikatür Yarışması 2009 - Ukrayna
Konu (Theme): 1) Karikatürlerle Gogol’ün Dünyası (Gogol’s World in the cartoons) (karakterler, halk kültürü, dinsel kültür, kara mizah, vb); 2) Serbest konu (Free theme).
Sayı: En fazla 5 eser. Karikatürler orijinal olmalı, her eserin arka yüzünde sanatçı adı, soyadı, ev adresi, tel no, elmek (name, surname, home address, contact phone number, e-mail) gibi iletişim bilgileri yer almalıdır. Sanatçının imzasını taşımak koşuluyla dijital çalışmalar da kabul edilecektir.
Boyut: A4 (210 x 297 mm) veya A3 (297 x 420 mm).
Teknik: Serbest.
Ödüller: 1) “Gogol’ün Dünyası” konusunda Altın Burun heykeli + 3.000 $; 2) Serbest konu dalında 1.000, 700, 300 $.
Yarışmaya katılan eserler sanatçı adı belirtilmek suretiyle yayınlanıp kullanılabilecektir. Talep edilirse eserler geri gönderilir.
Son katılma: 8 Mart 2009
Adres: ASTREYA-REKLAMA (Cartoon Contest) Chapaeva Str 30, Poltava, 36039, Ukraine
Tel./fax: +38 0532 561134 E-mail: carluka@gala.net WEB: http://www.carluka.com/en/contest/

2. Uluslararası Spor Karikatürleri Yarışması: Kahkaha Olimpiyatları – İtalya

Konu: Tüm spor dalları
(Futbol, Bisiklet, Atletizm, Boks, Motosiklet, Kayak, Otomobil, Yüzme, Koşu, Yelken, Basketbol, Beyzbol, vb...)
Bölüm: Karikatür veya Portre karikatür.
Tek boyut: A4 (21x30 cm)
Sayı: En çok 3 orijinal eser.
Ödüller: İzleyicilerden en çok puan alan sanatçıya 2.500 € ve çeşitli özel ödüller verilecektir.
Seçilenlere albüm.
Son katılma: 28 Şubat 2009
Adres: Emilio Isca, Via Dante 4, 10098 RIVOLI/TO (Italia)
E-mail: emilioisca@libero.it
Telefaks: +39 011 2483046
Kaynak: Yeni Akrep 75

2.1.09

Ödül avcılığı ve çiğnenen fikrî haklar - Levent Elpen

Ödül avcılığı ve çiğnenen fikrî haklar
Mizah dergilerinin ve karikatüre emek verenlerin örgütlerinin eski işlevlerini yitirmesi ve "kalite" unsurunun giderek yozlaşması yüzünden, bugün, karikatürden bir şekilde geçimini sağlamak zorunda olan çizer, mecburen "ÖDÜL AVCILIĞI"na yönlen(diril)mektedir. Bu durum, karikatür ve mizah sanatında son yıllarda yaşanan yozlaşmayı daha da arttırmaktadır.
Mizahı, sadece sahne şaklabanlığı ve küfürler manzumesi zanneden bir toplumsal yapıya doğru evrildiğimiz şu günlerde, bu yapıya ve mantaliteye ulaşılmasında ucundan kıyısından sorumluluğu olan Türk karikatür (ve mizah) sanatının topyekûn, geçmiş ve günümüzdeki hatalarını, sorgulama vakti, geldi de geçiyor.
Zira, geçmişte, özellikle mizah dergilerinde ve basının bir kısmında, "işlerin baskıya acele yetişmesi" telâşıyla, gözardı edilen sanatsal kaygılar ve etik, bugünkü kangrenleşmiş sorunların baş sebebidir. Şöyle bir dönüp bakacak olursak, bir zamanlar nasıl olsa yabancı mizah ve çizgi roman dergilerini görme şansı bulunmadığına inanılan Türk amatör okur ve çizerlerini kandırırcasına, mizah dergilerimizde çizen anlı şanlı çizerlerimizin, yabancı çizgileri neredeyse hiç bir değişiklik yapmadan aynen, aynı üslupta kullanıp, kendi çizgileri veya üslupları imiş gibi meşhur olduklarına tanık olduk. Ünlü bir mizah dergisine amatör olarak karikatür göstermeye gittiğimizde, bize, bir yabancı çizeri "usta" olarak belirleyip, onun çizgilerini "taklit ederek" bir yerlere gelme tüyosu veren çizgi fukarası "ünlü mizahçılar" gördük. Demek ki, bunlar, o zamanlar, vakayi âdiyeden sayılıyordu ki, bu kadar rahat ve uluorta dillendirilebiliyordu. Sonraları, özellikle 1990'lı yıllarda, bilhassa Heavy Metal gibi yabancı çizgi roman dergilerindeki çizgileri keşfettikçe, anlı şanlı çizgi ustalarımızın, nerelerden nasıl çizgi üslubu "edindiklerini", ağzımız bir karış açık olarak izledik ve gittikçe karikatürden de, mizahtan da uzaklaşmaya başladık.
Oysa karikatürün ve mizahın ele avuca sığmaz muhalif gücü bizi yeniden karikatür ve mizah alanına çekmeye başladığında, kalkıp, bizlere "çizgi sorgulaması" yapanlar çıktı. "Cin Ali çizebiliyor musun" mantığıyla, geçmişte arak üsluplarla köşe dönenler, daha önce sırf bu yüzden uzaklaşanları küçümsemeye başladılar, belki de. Bu arada arakçılığın sınırları genişlemiş, dünya çapına yayılmış ve mizah dergilerindeki rant, dünya çapındaki yarışmalara kaydırılmıştı. Şimdi de, dünyanın bir köşesindeki yarışmaya bilmem hangi tarihte gönderilmiş, dünyanın bilmemneresindeki çizerin karikatürünü nasıl olsa hatırlayan çıkmaz, mantalitesi egemen olmaya başlamıştır. Geçmişin mizah dergisinin mizah ve espri ruhundan yoksun ama arak üslupla çizgi "kuvvetlendiren" rantiyesi, günümüzde karşımıza "ödül avcısı" olarak çıkmaktadır.
Bu durumu, kesinlikle, birbirinden habersiz benzer karikatür yapan çizerlerden ayırmak gereklidir. Evet, karikatürün doğasında, bu vardır. Özellikle toplumsal eleştiriye yönelik konularda, toplumsal içerikten dolayı pek çok benzer konu ve üslup görülebilir. Ancak, şöyle bir dünya yarışma karikatürleri ufku tarandığında, durmadan ve durmadan, "benzer" karikatür üretmiş ve bunu adeta bir kazanç vasıtası yapmış, bu durumdan faydalanmış çizerlerle karşılaştığımızda, "Bu kadar da tesadüf olmaz" dememiz gereklidir. Çünkü birbirinden habersiz çizimlerin bu kadar sıklıkla tekrarlanması, hayra alamet olmadığı gibi, masum bir tesadüf de olamaz.
Elbette, konunun can alıcı noktası, sadece etik kaygılar değil, aynı zamanda, fikrî haklar konusundaki bilinç yoksunluğu olarak görülmelidir. Zira, ülkemiz, özellikle görsel sanatlar alanında, bu meselede oldukça geri bir konumdadır. "Telif"i, sadece mizah dergisi yöneticisinin amatör çizere verdiği üç beş kuruşluk bir sadaka gibi gören anlayış, elbette daha sonra bu tip rahat kazanç alanlarına yönlenmekte bir sakınca görmeyecektir. Fikrî haklara tecavüzün, hem ülkemizde, hem de dünyada önemli ve ağır bir suç teşkil ettiğini, yüklü tazminat miktarlarına konu olduğunu, son yıllarda daha yeni yeni öğreniyoruz. Oysa, 1883'ten beri dünyada, 1910 ve daha sonra 1952'deki yasal düzenlemelerle, ülkemizde, fikrî haklar, ciddi koruma altındadır. Hem sadece edebiyat ve müzik eserleri değil, görsel sanatlara ilişkin eserler de... Oysa, bizim çizer ve görsel tasarımcı milleti, çizdiğini ve tasarladığını bir yere ucuz miktarda "satıp" bir kere eline para geçince, sonrasını gözardı ediyor, ipin ucunu bırakıyor. Bir kere, üretilen eserde, çizerin ve tasarımcının sonsuza kadar hakkı bulunmaktadır. Alacağı ücret, ancak, "belirli bir süre sınırlaması ile eserinin kullanım hakkı karşılığı"dır. Fakat buna karşılık, özellikle, karikatür ve çizgiye yönelik işlerinden alacağı ücretin, "sigortalı çalışmaya" bağlı olması gerektiğini düşünen çok sayıda çizer ve tasarımcı arkadaşımız bulunmaktadır. Böyle düşünenler, ürettikleri eserleri çalıştıkları müessesede kuzu kuzu bırakıp, arkalarına dahi bakmadan zamanı gelince ayrılmakta, maddî ve manevî haklarının peşine düşmemektedirler. Bir edebiyat ve müzik sanatçısına kalsa ortalığa kök söktüreceği durumda, bir görsel sanatçı, her nedense, "Kuzuların Sessizliği"ni oynamaktadır.
Bu durumun belki de en önemli sebebi, görsel sanatlar emekçisinin, bilhassa karikatürcünün (ve mizahçının), genellikle, hemen tamamen görsellik, karikatür ve mizahı, bir meslek olarak yapmaması, başka mesleklerden temel geçimini sağlayarak, görsel sanatları "yan" bir işmiş gibi icra etmesidir. Bu yüzden, görsel sanatlar alanı, bu tipteki çizerler için, "Sadece kaybedilecek bir alan"dır.
Çizer ve tasarımcı da, tıpkı edebiyat ve müzik eseri sahibi gibi, "fikrî mülkiyeti" olan kişidir. Yatımız, katımız, arabamız olmayabilir ama bizim en değerli hazinemiz, ürettiğimiz fikir ve sanat ürünleridir. Bu hazinemizi çok iyi ve dikkatli biçimde korumalı ve başka sanatçı arkadaşlarımızın benzer haklarına aynı saygıyı göstermeliyiz. Çünkü, "Tuz da artık kokmaya başlamıştır"...
Levent Elpen
Not: Bu konuda fikir ve tecrübelerimizi genişletmek için özellikle karikatür sitelerinde bu konunun tartışılmasının iyi olacağını düşünüyorum. Bu itibarla, makaleyi bir tür bildiriye çevirmek, öneri ve görüşleri almak için karikatür sitesi sahibi arkadaşlara çağrıda bulunuyorum. L.E.
Not2: Bu metin, hiç bir çizeri hedef göstermemektedir.
--
http://www.canlandirmacilar.net/
(İlk yayın: 02.01.2009 14:44).

Uluslararası “Otomobil” konulu karikatür e-yarışması (internetten katılım) 2009

Uluslararası “Otomobil” konulu karikatür e-yarışması (internetten katılım) 2009 - İran
İki konuda düzenleniyor:
A - Otomobil (Theme: Car)
B - Geleceğin Otomobili Tasarımı (Theme: Designation of the Future Car)
Sayı: Her konuda en çok 3 eser.
Lütfen .doc formatında kısa sanatsal biyografinizi: soyadı ve adı, tam adres, e-mail, foto ve kısa yaşamöyküsü (surname and first name, address, e-mail address, a photo and CV) ekleyiniz.
Ödüller:
A – Otomobil konulu dalda:
- Birincilik: 2000 €, Andaç ve Onur Mansiyonu
- İkincilik: 1500 €, Andaç ve Onur Mansiyonu
- Üçüncülük: 1000 €, Andaç ve Onur Mansiyonu
- 5 adet Onur Mansiyonu.
B - Geleceğin Otomobili Tasarımı konulu dalda:
- Birincilik: 1500 €, Andaç ve Onur Mansiyonu
- İkincilik: 1000 €, Andaç ve Onur Mansiyonu
- 5 adet Onur Mansiyonu.
Karikatürler cartoonscar@gmail.com e-mail adresine gönderilecek ve 200 dpi çözünürlükte, 1200 Pixel (yatay veya dikey) ve JPG formatında olacaktır (Lütfen Zip veya rar formatında eser göndermeyiniz).
Eserler şu iki sitede yayınlanacaktır: http://www.irancartoon.com/ ve http://www.irancartoon.ir/ .
Eserleri yarışma sitesinde yayınlanan sanatçılara yarışmanın sanal albümü gönderilecektir.
Son katılma: 18 Şubat 2009.
Tel: (+98 21) 22868600 Fax: (+98 21)22846928
Yarışmaya eseri ulaşanlar: http://www.irancartoon.com/100/indexcar.htm

1.1.09

İzmir'den karikatür haberleri, ödüller ve çizerlerimize bir hatırlatma

İZMİR GAZETECİLER CEMİYETİ'NDEN ZAFER GÜVEN VE TUFAN SELÇUK’A ÖDÜL
İzmir Gazeteciler Cemiyeti’nin her yıl düzenlediği Şehit Gazeteci Hasan Tahsin Yılın Gazetecisi ödülleri düzenlenen törenle sahiplerine verildi. Karikatür dalında Hürriyet gazetesinden Zafer Güven, Yeni Asır gazetesinden Tufan Selçuk “Yılın Karikatürcüsü” ödülünü aldılar. Saat Kulesi çizerleri İzmir basınındaki çalışmalarını 2009 yılında yeni mizah sayfalarıyla çeşitli gazetelerde sürdürecek.
NASREDDİN HOCA KARADENİZ’DEN GEÇTİ
Saat Kulesi Karikatürcüler Grubu ”Nasrettin Hoca 800 Yaşında” sergisi yıl boyunca ülkemizin doğusundan batısına her yeri dolaştı. Serginin en son durağı Trabzon oldu. Kalabalık bir öğrenci topluluğunun katıldığı sergiyi, Trabzon İl Halk Kütüphanesi Müdürü açtı. 21 Kasım - 22 Aralık tarihlerinde açık kalan sergiye ilgi büyük oldu.

LÜTFÜ ÇAKIN’DAN YENİ KİTAP
Portre çizmek ustalık ister. Bu ustalardan biri de Lütfü Çakın. Uzun yıllar İzmir’de portre çizerliği yapan Çakın, bunları bir kitapta toplamayı düşünüyor. Geçmişten günümüze ustalarımızın yanısıra, günümüz çizerlerini de bu kitabında buluşturacak. Yalnız bir sıkıntısı var. Bazı çizer arkadaşların fotoğraflarını bulamadığından acil göndermenizi istiyor. Çünkü kitabın sonuna varmak üzere. İşte e-mail adresi: lcakin@mynet.com